Damping ve Sübvansiyon genel olarak ele alırsak öne tanımlarını incelemeliyiz. Dampingin yasal tanımı GATT 94’un 6. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma, diğer adıyla Anti-Damping Anlaşmasının 2.1 maddesinde yapılmaktadır. Anti-damping anlaşmasına göre, Damping bir ürünün normal değerinin altında bir fiyatla ihraç edilmesidir.
Sübvansiyon; Bir ürün için, menşe veya ihracatçı ülke tarafından doğrudan veya dolaylı olarak sağlanan her türlü mali katkıyı ifade etmektedir. Örnek olarak hükümet veya yerel yönetimlerin doğrudan mali katkısı vb. gibi örnekler verilebilir.
Dampinge/Sübvansiyona Karşı Başlıca Önlemler
Ticaretin normal ve adil akışına olumsuz etki eden haksız rekabet koşulları yerli üretim dalının zarar etmesi sonucu oluşur. Dampingli/Sübvansiyonlu ürüne karşı alınan tedbirler haksız rekabete karşı bir önlem sağlamaktadır.
Dampinge/Sübvansiyona karşı alınan önlemler ticaretin normal akışını kısıtlayıcı, engelleyici ve yasaklayıcı bir tür politika aracı olmayıp özünü Dünya Ticaret Örgütü Kurucu Anlaşması’ndan alan, hareket etmesini sağlayan bir düzenlemedir.
Damping/Sübvansiyon Soruşturmasının Başlatılması İçin Temel Gereklilikler
Yönetmelik’in 20.maddesine göre bir damping soruşturması açılabilmesi için; Genel Müdürlük, şikayet üzerine yapacağı incelemeyi tamamlayarak, soruşturma açılıp açılmaması hususunda Kurula teklifte bulunur.
Soruşturma açılabilmesi için; şikâyetin üretim dalı tarafından veya üretim dalı adına yapıldığının tespit edilmesi ve kaynaklanan zararın varlığı konusunda yeterli delillerin bulunması gerekir.
Damping marjı, sübvansiyon miktarı ya da ithalat miktarının ihmal edilebilir düzeylerin altında olması halinde, soruşturma açılmaz. Eğer bir soruşturma açılmış durumdaysa, haberdar olmak için Resmi Gazete’nin takip edilmesi gerekmektedir.