Dış Ticaret Politikaları, üç aşamada incelenmektedir. Bu araçlar, Dolaylı Araçlar, Doğrudan Araçlar ve Miktarlar Üzerinde Etkili Olan Araçlar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu makalede bunları açıklayacağım.
Dolaylı Araçlar
A) Para Politikası
Para politikası, hükümetin, merkez bankasının ya da para otoritesinin, ekonomiye, para arzı yönetimi ya da döviz piyasası işlemlerini kullanmak yoluyla yön vermesidir. Ekonomi için en uygun (optimal) para politikasının belirlenmesini sağlar.
Para politikalarına, genellikle, “genişletici” ya da “daraltıcı” para politikası kavramlarıyla atıfta bulunulur. Genişletici para politikası, ekonomideki toplam para arzının artırılması anlamına gelirken, daraltıcı para politikası, genişletici para politikasının tersine, ekonomideki toplam para arzının azaltılması anlamına gelmektedir.
Genişletici para politikası genellikle, ekonomideki durgunluk (resesyon) dönemlerinde ortaya çıkan işsizliği -para arzının artması sonucunda artan para miktarının, “paranın fiyatı” olan faizi düşüreceği varsayımından hareketle- yenmek amacıyla uygulanırken; daraltıcı para politikası, enflasyon oranını -para arzındaki azalışın, paranın fiyatı olan faizleri yükselteceği, yükselen faizinse insanların marjinal tüketim eğilimini azaltıp, marjinal tasarruf eğilimini artıracağı varsayımından hareketle- düşürmek amacıyla uygulanmaktadır. Dış Ticaret Politikaları böylece etkisini göstermektedir.
B) Maliye Politikası
Kamu Kesimi, bir yandan yaptığı harcamalar ile geliri artırıcı etki yaparken bir yandan da topladığı vergiler ile geliri düşürücü bir etkiye sahiptir. Devletin istihdam, gelir, fiyat seviyeleri gibi makroekonomik değişkenleri etkileyebilmek için kamu harcamalarını (cari harcamalar, yatırım harcamaları ve transfer harcamaları) ve kamu gelirlerini (vergi gelirleri, vergi dışı normal gelirler, özel gelir ve fonlar) kullanması maliye politikası olarak adlandırılmaktadır.
Örnek vermek gerekir ise, kamu harcamalarını artırarak ve/veya halktan ve kurumlardan toplanan verginin yükünü azaltarak ulusal ekonomideki toplam tüketim harcamalarını artırmaya yönelik olarak izlenen maliye politikasına genişlemecimaliye politikası, kamu harcamalarını azaltarak ve/veya vergileri artırarak toplam tüketim harcamalarını azaltmaya yönelik politikaya da daraltıcı maliye politikası denmektedir.
Doğrudan Araçlar
A) Fiyatlar Üzerinde Etkili Olan Araçlar
1. Vergiler
Bir ülkenin siyasi sınırlarını aşan mallar üzerinden alınan gümrük vergilerinden olan ihracat vergileri, tarihsel olarak önceleri ve uzun zaman devlete gelir sağlamak için alınmıştır. Bu haliyle ihracat vergileri, ithal edilen mallar üzerinden alınan vergilerin bir benzeridir.
2. Sübvansiyonlar
Yurt içi üreticilere, serbest dünya fiyatı ile bunun üzerindeki yurt içi maliyet arasındaki fark ölçüsünde devletin hazineden ödemede bulunmasıdır. Sübvansiyon verilmesi amacı, daha etkin olan yabancı üreticilere karşı daha az etkin çalışabilen yerli firmaları rekabet edebilir duruma getirmektir.
Genel ekonomi açısından bakıldığında, zayıf olan sanayi dallarını korumak, araştırma ve geliştirme gibi özel ekonomik faaliyetleri teşvik etmek, ülkenin farklı coğrafi bölgeleri arasındaki ekonomik dezavantajları ortadan kaldırmak, ödemeler dengesi açıklarını gidermek, istidamı artırmak, ekonomi içindeki gruplar arasında gelir transferi yapmak, yeni sanayi dallarına teşvik etmek gibi amaçları da vardır.
Sübvansiyonların çeşitli şekilleri vardır. En basit şekli hükümetin yerli üreticiye direkt olarak para dağıtmasıdır. Bunların yanında, yatırım indirimi, bol ve ucuz kredi sağlanması, gümrük vergisi bağışıklığı, döviz tahsisinde öncelik gibi dolaylı sübvansiyonlar da vardır.
Miktarlar Üzerinde Etkili Olan Araçlar
1. Kotalar
Belirli bir dönemde ithal veya ihraç edilebilecek mal miktarına veya değerine konulan kısıtlamalar kota olarak adlandırılmaktadır. Kotalar sadece tek bir ülkeye, bir ülkeler grubuna veya tüm ülkelere karşı uygulanabilir. Öte yandan kota mutlak anlamda, yani bir ülkeye bir maldan belirli bir miktarda veya değerde girişine izin verilmesi şeklinde olabileceği gibi, tarife kotaları şeklinde de olabilir.
Bu tür kota uygulamasında bir ülkeye bir maldan belirli bir miktarın veya değerin vergiden muaf veya düşük oranda bir vergiyle girmesine olanak tanınmakta, bundan daha fazla miktar veya değerdeki malların girişi ise daha yüksek bir vergiye tabi tutulmaktadır. Örneğin, Avrupa’da Japon otomobillerinin sınırlı olmasının nedeni büyük ölçüde kotalardır.
Tarifenin oluşturduğu etkiyle mutlak kotanın etkisi arasındaki temel fark şu şekilde açıklanabilir. Tarife, ithalatı yapan ülkede fiyat mekanizmasının kaynak tahsisini gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır. Oysa kota mutlak anlamda bir sınır getirmekte ve yurtiçindeki fiyat yurtdışındaki fiyattan ne kadar yüksek olursa olsun daha fazla ithalat yapılamamaktadır.
2. İthalat Yasakları
İthalat yasağı, bir ülkenin belirli malların ithalatını tamamen önlenmesidir. Belirli ülkelerden mal ithalinin yasaklanması diğer bir ifadeyle ambargo konulması da ithalat yasakları içine girer.
İthalat yasakları, iç ve dış fiyatları arasındaki ilişkiyi tamamen koparırlar. Bir malın iç piyasaya arzı iç üretimle sınırlı olur. İthalat yasakları liberal bir ekonomi ile bağdaşmaz.
Ülkelerin ithalat yasakları koymasının çeşitli nedenleri vardır. Bunlar, ekonomik, siyasi, ahlaki ve sağlıkla ilgili olabilmektedir. Döviz darboğazında olan bir ülkenin döviz ödemelerini azaltmak ve böylece ödemeler dengesi açıklarını kapatmak, iç sanayiyi tamamen dış rekabetten korumak, lüks malların ithalatını önleyerek kıt döviz kaynaklarının kalkınmaya aktarılmasını sağlamak ekonomik nedenler arasında sayılabilir.
Ülkenin anayasal rejim ve felsefesine aykırı yayın ve kitapların yurda sokulmasının yasaklanması siyasi bir yasaklama türüdür. Halk ve çevre sağlığının korunması amacıyla da uyuşturucu gibi maddelerin yurda sokulması engellenebilir. Yasaklamalar bir devletten yapılacak ithalata uygulanması halinde, amaçlar genellikle politiktir. Bunların yanında, misilleme amacıyla da belirli ülkelerin ihraç ürünlerine ithal yasağı konulması mümkün bulunmaktadır.
3. Kambiyo Denetimi
Miktar kısıtlamalarının bir diğer aracı da kambiyo veya döviz denetlemedir. Bu sistem ithalat kotaları ile birlikte uygulanır. Her türlü döviz işlemleri hükümetlerin tekelindedir. Döviz kurları Merkez Bankası tarafından belirlenir. İhracatçı, ihraç etmiş olduğu malların karşılığı olan dövizleri milli paraya çevirmek zorundadır. İthalatçılar da ithalat yapabilmek için döviz izni almak zorundadırlar. Dolayısıyla ithalat, az döviz tahsis etme yöntemiyle kısıtlanabilmektedir.
Bu sistemde resmi kurumlar dışında döviz alıp satmak suçtur. Ancak, ihracatçılar elde etmiş oldukları dövizleri düşük resmi kurdan milli paraya çevirmek istemezler ve el altından serbest piyasaya satabilirler. Bu durumda döviz karaborsası oluşmaktadır.
Kambiyo denetimine özellikle az gelişmiş ülkeler, kıt döviz rezervlerinden tasarruf etme, kalkınma amacına başvurmuşlardır. Ancak bu uygulamaların, ihracatı engelleyici etkiler doğurması, enflasyonu artırması ve dış borçlanmayı artırması gibi olumsuz sonuçları da vardır.
4. Görünmez Engeller
Bu önlemler, ithalatı kısıtlamak için devletin halk sağlığı veya kamu güvenliği gibi nedenlerle çıkardığı bütün idari ve teknik düzenlemeleri kapsamaktadır. Günümüzde pek çok çeşidi bulunmaktadır. Paketleme ve etkilemeye ilişkin düzenlemeler, sağlık, kalite ve sanayi standartları, gümrüklerdeki bürokratik işlemler, lisanslar, menşe şahadetnameleri vb. bunlar arasında sayılabilir. Dış Ticaret Politikaları bunlarla beraber dünya çapında etkili olmaktadır.