Havuç, tarihçilere göre Eski Yunanlılar ve Romalılar tarafından yetiştirildiğine inanırlar, çünkü bunlar Yaşlı Pliny’den bahsedilir ve İmparator Tiberius tarafından ödüllendirilir.
Havuçlar, Umbelliferae familyasına aittir, bu familyada bitkilerin üstündeki şemsiye benzeri çiçek kümesinden türetilen bir terimdir. Havucun rezene, maydanoz, dereotu ve anason gibi bitkilerle ilgili benzer eğreltiotu yaprakları göreceksiniz.
Havuçların türüne göre renkleri de değişmektedir. siyah, pembe, kırmızı gibi renklere de sahip olabilmektedir. ama günümüzde popüler olan havuç turuncu renkli olandır. Orta Çağ’da, belirgin boyut ve renk farkına rağmen havuç ve parsnips referansları birbiriyle değiştirilebilir gibi görünüyordu.
Havuçların Sağlığa Faydaları
Çocuklar havuçların gözlerine iyi gelip gelmediğini sorduğunda, olumlu yanıt verebilirsiniz, çünkü havuçlar A vitamini açısından çok önemlidir, iyi bir görüş için gerekli olan besin maddesidir.
Aslında, havuç beta karoten ile yüklenir ve daha sonra karaciğerinizde A vitamini haline dönüştürülür. Beta-karoten vücutta üretilemediğinden, diyetinizde havuç alınmalıdır.
“Karotenin” “havuç” gibi göründüğü bir tesadüf değildir. Söz konusu sözcük, 19. yüzyılın başlarında, bir Alman bilim adamı tarafından, havuç köklerinden gelen karoten bileşiği kristalize ettikten sonra tasarlanmıştı.
Beta-karoten, yumurta sarısı, domates, meyve, koyu yapraklı sebzeler ve bazı deniz ürünleri türlerine renk veren pigmentler olan 600’den fazla karotenoidden biridir.
Ultraviyole radyasyon koruması ile tanınan havuçlar, kalp hastalıklarında ve felç önlenmesinde oynadıkları rol için, kesiklerde ve sıyrıklarda enfeksiyonu önlemek için, genç cildin korunması için ve kolon temizliği ve toksin kızarması için de dikkat çeker.
Havuçlardaki kalsiyum, fosfor ve magnezyum güçlü kemikler ve sağlıklı bir sinir sistemi oluşturmaya yardımcı olur. Özellikle kalsiyum tüketimi, sağlıklı kalp kasları için gereklidir.
Fosfor, cildi yumuşatmak ve dişleri, kılları ve kemikleri güçlendirmek için gereklidir; magnezyum ise zihinsel gelişim, yağların sindirimi ve besin emilimindeki rolü için teşekkür edilebilir.
Havuç krizi yapan kişiler ayrıca potasyum, C ve B6 vitaminleri, bakır, folik asit, tiamin ve magnezyumdan da faydalanırlar.
Havuçta Yapılan Çalışmalar
Yapılan bazı çalışmalarda havucun lösemiye faydası olduğu keşfedildi. Çalışmada, miyeloid ve lenfoid lösemi hücre soyları tedavi edildiğinde kansere neden olan hücre büyümesinin inhibe olduğu yani engellediği keşfedilmiştir.
Çoğumuzun, çiğ sebzelerin en yüksek besin değerine sahip olduğu öğretilirken, şaşırtıcı bir şekilde, son zamanlarda yapılan çalışmalar, yemek pişirmenin havuçların sağlık yararlarını artırmaya yardımcı olduğunu bulmuştur.
Yürütülen bazı araştırmalar, çiğ havuçların pişirilmiş havuçlarla karşılaştırıldığında antioksidan aktivitesi üzerine yoğunlaşmıştır.
Sonuç olarak, püre haline getirilmiş, pişirilmiş havuçlar sadece besin değerlerini korumakla kalmamış, aynı zamanda ham olarak tüketildiğinde olduğundan daha sağlıklı özelliklere sahip olmuştur.
Dört hafta boyunca, havuçlar ısıya sokulduğunda fenolik asitler ve beta-karoten seviyelerinin önemli ölçüde arttığı keşfedilmiştir.
Çalışma ayrıca, bir haftalık soğutmadan sonra bile, pıhtılaşmış havuçlarda antioksidan aktivitenin artmaya devam ettiğini gösterdi. Bu zaman diliminden sonra seviyeler düşmesine rağmen, hamlardaki antioksidan seviyesine düşmemiştir.
Antioksidanlar vücudunuzdaki serbest radikallerin temizleyicileri olarak görev yapar, bu da kanser, Alzheimer, bağırsak sendromu ve diğer sağlık problemleri gibi kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir.