Dış Borçlar

Dış Borçlar

16 Mart 2021

1.     DIŞ BORÇLAR

Dış Borçlar öncesinde; ekonomik aktörler ekonominin temel taşlarını oluşturur ve buna bağlı olarak borç ve alacak ilişkisi olayı ortaya çıkar. Dış borç ise ekonominin aktörleri tarafından oluşturulur. Bu aktörlerin borç ilişkisi fon alıp vermeyle doğrudan ilişkilidir. Bu da borçlanmanın fon açığından dolayı olduğu anlamı çıkarmaktadır. Türkiye ise ulusal düzeyde fon açığı veren ülkedir. Fon açığının oluşmasının iki temel göstergesi vardır. Bunlardan ilki tasarruf-yatırım dengesi ve ikincisi cari işlemler açığıdır.

Yani Türkiye açısından düşünürsek, tasarruf açığı verdiği durumlarda aynı anda cari açık da vermektedir. 2002 yılı öncesinde kamu kesimi tasarruf açıkları veya bütçe fazlası hedefler olduğundan 2002 yılında güçlü ekonomiye geçiş programı bile bu etkenlerin ihtiyaçlarını azaltılmaya yöneltilmiştir.

Reklamlar

2.     TÜRKİYE’DE DIŞ BORÇLARIN TARİHİ SEYRİ

2.1.   Osmanlı’da Dış Borçlanma ve Cumhuriyet’e Devreden Dış Borçlar

Osmanlı Devleti’nin iç borçlanması, dış borçlanmasına göre önce başlamıştır. Osmanlı Devleti ilk dış borcunu 1854 Kırım savaşından sonra almıştır. Bunun devamı niteliğinde toplamda 41 adet dış borç antlaşması imzalamıştır. Bunun üzerine 1875 yılında dış borçlar ödeyemeyeceğini ilan etmiş ve 1876 Nisan ayında tüm dış borç ödemelerini durdurmuştur. Borç ödeyemeyecek kararı üzerine alacaklı devletler Osmanlı’da Düyun-u Umumiye İdaresi kurarak Osmanlı’nın borcunu ödemesini temenni altına almıştır. Gelen gelirleri alacakları kadar ayırıp geri kalanı Osmanlı devletine vermişlerdir. O zamanda Osmanlı Devleti’nin toplam dış borcu 239 milyon Osmanlı lirasıdır.

Türkiye kurulduktan sonra Osmanlı’dan kalan borçları kaybedilen topraklar ile paylaştırılıp geri kalan borcu üstlenmiştir. Bu borç 107,5 milyon altın Osmanlı lirasıdır. Yine bu borcun ödenebilmesi için Düyun-u Umumiye İdaresi görevlendirilmiş ve Türkiye savaştan yeni ayrıldığı için yedi yıl borcunu ertelemiştir. Yani ilk taksit 25 Mayıs 1954 yılıdır. Osmanlı Devleti’nin ülkelerden ve kendi içerisinden almış olduğu borcun paydalar halinde gösterimi Tablo 1 de gösterilmiştir.

Tablo 1’de görüldüğü üzere Fransa ve İngiltere’nin Osmanlı üzerinde borç baskısını ve büyük kısmın onlara ait olduğu görülmektedir. Buda istemesek de bu devletlerin Osmanlı topraklarında borç karşılığı talepte bulunabilecekleri aşikâr duruma gelmiştir. Fakat Düyun-u Umumiye İdaresi taksitlendirme sonucu Osmanlı borçlarını ödemeye başlamıştır.

2.2.   Cumhuriyet’in İlk Yıllarından İkinci Dünya Savaşı Sonuna Kadar Olan Dönemde Dış Borçlar

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Osmanlı’dan kalan borçların Türkiye’ye düşen payı 84.597.495 Osmanlı altın lirası olarak devlete yüklenmiştir. Borcun taksit tutarı ise 5.809.312 altın liradır. 1912 yılında Osmanlı’nın %62 borcunu ödeyecekken 1933 yılına kadar yapılan müzakereler sonucunda %79’u Türkiye’ye yüklenmiştir. Sonuç olarak 8 milyon altın lira taksit ile yıllık 700 bin altın olarak ödeme kararı alınmıştır.

Bu dönemde ise alınan ilk dış borcun sebebi, haydar paşa limanı ve demir yollarını kamulaştırmak amacıyla alınmıştır. Bu yıllarda genellikle Sovyet Rusya’dan 10,5 milyon, Amerika’dan 10 milyon ve İngiltere’den ise 16 milyon borç alınmıştır. İkinci dünya savaşı sırasında ise ABD Rusya’dan tarafa ülkeleri çektirmemek amacıyla kendinde tutabilmek için bazı politikalar izlemiştir. Bu politika kurumsal düzenleme ve mali yardım programıdır. Bu bağlamda Marshall Planı devreye girdi ve bu dünya geneline yapılan yardımda (aslında kapitalizm) Türkiye’de faydalandı.

2.3.   Demokrat Parti Döneminde Dış Borçlanma

Menderes hükümetinin başa gelmesiyle (1950-1960 Darbesine kadar) ülkenin maddi açıdan yoksul olması partileri ve hükümeti dış borcu cazip göstermiştir. Bunun üzerine 1950 yılında 776 milyon olan borç 1956 yılında 1,2 milyara ulaşmıştır. Genellikle borç merkezi ABD olmuştur. Borç almaya devam ettikçe ülkenin dış borcu 1960 yılında 5 milyar olarak kayıtlara geçmiştir. Alınan borçlar IMF kaynaklı olduğundan ve Türkiye borçlarını ödeyemeyecek konuma geldiğinden dolayı, IMF ve ABD ile yapılan antlaşma sonucu 600 milyon borç ertelenmiş ve 350 milyon dolarlık yeni bir kredi alınmıştır. Kısaca Türkiye borç içinden borçla çıkmaya çalışırken, Osmanlı döneminde İngilizler ile yapılan balta limanı antlaşmasından bir farkı kalmamıştır. (Ekonomi dışa bağımlı hale gelmiştir.)

2.4.   Planlı Dönemde Dış Borçlanma

Bu dönemde alınan dış borçların genel amacı proje finansmanında kullanılmasıdır. Bu da dış ticaretin finansmanını yöneltmiştir. Amaç kamu kesimine kredi sağlamaktır. Dönem sonunda borçların artmasıyla birlikte 1970 yılında Türkiye’de döviz açığı meydana gelmiştir.

2.5.   12 Eylül 1980 Sonrası Dış Borçlar

1980 sonrası iç ve dış borçlanmalara devam edilmiştir. Genel anlamda halktan alınan vergilerin %90’lık gibi büyük bir kısmı borç anapara ve faizlere ayrılmaktaydı. 1980-1998 yılları arasında bu borçlanmalar yaşanmıştır. Bu dönemde yıllık olarak iç ve dış borçlar vergi gelirlerinin %69’u oranındaydı.

3.     DIŞ TİCARET AÇIĞI

Dış ticaret açığı, cari açık sonucu oluşan yani ülkeler arası ticarette bulunduğu ülkenin ticaret hacminin ithalat fazlası vermesi sonucu ortaya doğan cari açık, tam anlamıyla dış ticaret açığını oluşturmasına denir. Ülkemizde dış ticaret açığı vermemizin temel nedenleri; yerli üretimin olmaması, bazı noktalarda dışa bağımlı olmamız ve yeraltı ve üstü kaynakları etkin bir şekilde kullanamamamız durumudur.

Son verilere göre dış ticaret açığımız Kasım ayında 5,33 milyar dolar oldu. TUİK istatistikleri esas alınarak bu veriyi paylaşıyorum.  TUİK Kasım 2020 istatistiklerine göre dış ticaret açığı %153,5 artış göstermiştir. Ekim ayı incelendiğinde bu artış %34,4 iken bir ay içerisindeki değişim %119,1 gibi büyük bir fark göstermiştir. İhracat ve ithalat oranına baktığımızda ise ‘Kasım ayında genel ticaret sistemine göre ihracat %0,9 azaldı, ithalat %15,9 arttı’ (TUİK).

4.     CARİ AÇIK

2020 yılı içerisindeki ihracat ve ithalat verilerini ay bazında incelediğimizde cari işlemler hesabı ithalatın ihracattan fazla olduğunu ve aylara oranla değişiklik yaşandığını göstermektedir. Tablodaki verileri incelediğimizde Kasım 2020 ayının cari açığı ‘-2,396 milyon dolar’ açık verdiğimizi göstermektedir.

5.     DIŞ BORÇLARDA GÜNCEL DURUM

5.1.   Dış Borcun Kamu ve Özel Sektör İtibarıyla Dağılımı

Türkiye’nin almış olduğu dış borçlar 1999 yılından itibaren kamu kesiminden çok özel kesimde kullanılmaya başlanmıştır. Özel sektörün dış borçtan yararlandığı tutar yıllara göre değişiklik göstermiştir. 1990 Ç4 yılında 10,770, 2000 Ç4’de 54,431 ve 2020 Ç2’de 238,885 milyon ABD doları borç özel kesim kullanmıştır.

5.2.   Türkiye’nin Dış Borç Stoku ve Vade Yapısı

Türkiye büyüme hızıyla bazen yükselip bazen düşüşler yaşayan bir ülkedir. Bu sebeple ülkedeki finansal durumu entegre etmekte veya tasarrufları ekonomik boyutta finanse etmekte dış borçlara ihtiyaç duymaktadır. 2020 yılına baktığımızda brüt borç stokumuz aşağıdaki tablo 3’de görüleceği üzere brüt borç 2020 Ç2’de 422 milyar dolardır.

5.3.   Kamu Dış Borç Stoku

Türkiye’de kamu dış borçlarının izlenmesi veya incelenmesi diğerlerine göre yeni bir yaklaşımdır. Bu sayede Türkiye’nin yani yöneten hükümetin yapmış olduğu borçlanma veya ödemeleri daha şeffaf bir halde görebilmemize olanak sağlamaktadır.

5.4.   Kamu Kesimi Dış Borçları

Kamu kesiminin dış borçlarını 2020 yılı Ç2 incelenerek değerlendirildiğinde Kamu kesimi net dış borcunun 924 milyar TL olduğu görülmektedir. Aşağıdaki TABLO 4’de bunu görebilir ve kamu kesimi brüt borç stokunu ve varlıkları ve kamu mevduatına olan yıllara göre tüm borçları görebiliriz. Tabloyu inceledikten sonra nasıl net borcu bulduğumuz ie bahsettiğim gibi varlıklar ve kamun mevduatından toplam kamu brüt borcun çıkarılması sonucu net kamu borcu bulunmaktadır. Buda yine bahsettiğim gibi bize 924 milyar TL sonucunu vermektedir.

Genellikle Türkiye yapmış olduğu dış borçları dolar üzerinden yapmaktadır. Günümüz tarihinde ise dolarla borçlanma devam ederken bununla birlikte TL borçlanması da yapılmaktadır. Buda 2005 tarihinden itibaren süre gelmektedir.

5.5.   Kamu Borç Faizinin Ulusal Ekonomiye Maliyeti

Türkiye’nin almış olduğu borç miktarı ne kadar fazla ise ülkenin katlandığı faiz oranı o kadar fazladır. Bu borca ihtiyaç duymanın temel sebeplerinden birisi ise ülke içerisinde yapılan tasarrufların kalkınmada yetersiz kalması ve kalkınmayı sağlayacak kaldıracın dış borca ihtiyaç haline gelmesidir. Türkiye’nin ekonomisini 2001 krizi ele alınarak incelendiğinde 2001 yılı faiz oranı %16,7 düzeyine kadar çıkmıştır. Tabi gelecek yıllarda yapılan makro ekonomik çalışmalar neticesinde bu oran %1,80 altına kadar düşmüştür.

6.     TÜRKİYE AÇISINDAN DIŞ BORÇLARIN SON 18 YIL İÇERİSİNDE DEĞİŞİMİ

Yukarıdaki Tablo 1’de Türkiye’nin son 18 yıl içerisindeki borç değişimi görülmektedir. 2002 yılından itibaren milyar dolar üzerinden borç durumuna baktığımızda toplam 130 milyar dolar borç olduğu görülmektedir. Onu takip eden yıllarda devamlı bir artış görülmüştür ta ki 2014 yılından sonra 2015 yılında önceki yıla kasten az da olsa bir küçülme görülmüştür. Fakat 2016 yılından itibaren dış borç artmaya devam etmiş tabloda ki yıllar içerisinde rekor borç seviye 2017 yılında kendini göstermiştir. 454 milyar dolar borç ile Türkiye ekonomisi tarihinde aldığı en yüksek dış borç stokunu elde etmiştir. Onu takip eden yıllarda günümüz 2020 yayımlanan son çeyrekte 2017’ye kıyasla 32 milyar dolar küçülme görülmüştür.

Tablo 1’de borçların kamu sektörü, TCMB ve özel sektörlere ayrıldığı görülebilir. Bunu da son 18 yılda incelediğimizde Türkiye’nin ekonomisini aslında özel sektöre bel bağladığını ve alınan borçların özel sektörlerde hibe edildiği görülmektedir. Daha eski yıllarda yani 2002-2007 yılları arasında kamu sektörüne borçlanılmanın fazla olduğu ve 2007 yılından sonra özel sektöre de ağırlık verildiği görülmektedir. Özellikle dikkat çekilmesi gereken nokta her alanda yapılan borçların ağırlıklı olarak uzun vadeli yapıldığı ve buna kıyasla yapılan faiz ödemelerinin tabloda göremesek bile yüksek olduğunu düşünmemek elde değildir.

7.     DIŞ BORÇLARIN GSYH ORANI

Tablo 3’te görüldüğü üzere 2014 yılından esas alınarak 2020 yılına kadar olan dış borçların GSYH’ya etkileri gözlenebilmektedir.

YILLARTRİLYON TLGSYH ORANLARI
20142.044%18,9
20152.338%19,1
20162.608%19,3
20173.106%18,6
20183.701%16,7
20194.269%15,2
20204.450%17,6

Tablo 5: Dış Borçların GSYH Oranları

7.1.   Avrupa Ülkelerinde Dış Borcun GSYH’ye Oranı

Tablo 4’te görüldüğü üzere GSYH oranlarının dış borca karşılıkları verilmiştir. Ülkeler kıyaslamasından baktığımızda Yunanistan’ın büyün boyutlarda GSYH’nin dış borca karşılık geldiği görülmektedir. Fakat bu 18 ülke içerisinde Türkiye’nin yeri 14.sırada yer almaktadır. Fransa veya İtalya gibi sanayisi gelişmiş veya ekonomisi büyük ülkeler bile dış borçlarını GSYH’ye oranla büyük miktarda riskle karşı karşıyadır. Bu tabloya göre Türkiye’n Dış borcunun GSYH’ye oranı %58’dir.

Makale Kategorileri:
Ekonomi ve Finans · Tarih · Ticaret

Makale Yazarı - Yönetici

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir